22 Ocak 2011 Cumartesi

Tüm Konular

11.Sınıf

Bitkilerde Üreme ve Gelişme
Bitkisel Dokular
Mendel Kuralları
Kalıtım
Cinsiyete Bağlı Kalıtım
RNA
DNA
Protein Sentezi
Yaşama Birlikleri  
Biyoteknoloji  

10.sınıf

Solunum
Fotosentez
Kemosentez
Üreme
Ekoloji ve Besin Zinciri

Sinir Sistemi Video

Sinir Sistemi Ve Duyu Organları Video

Duyu Organları (Ders Notu)
Sinir Sistemi  (Ders Notu)

Sindirim Sistemi Video

SİNDİRİM SİSTEMİ


Sindirim (Ders Notu)

Boşaltım Sistemi Video

BOŞALTIM SİSTEMİ


Boşaltım Sistemi (Ders Notu)

Endokrin Sistem Video

ENDOKRİN SİSTEM
Endokrin Sistem (Ders Video)



Solunum Sistemi Video

SOLUNUM SİSTEMİ

Solunum Sistemleri (Ders Notu)

Destek ve Hareket Sistemi Video

DESTEK VE HAREKET SİSTEMİ

Dolaşım Sistemi Video

DOLAŞIM SİSTEMİ

Dolaşım Sistemi (Ders Notu)

Evrim Teorileri Video

EVRİM VE POPÜLASYON GENETİĞİ

Evrim Teorileri (Ders Notu)



Popülasyon Genetiği Video

POPÜLASYON GENETİĞİ VE EVRİM

Populasyon Genetiği  (Ders Notu)

Organik ve İnorganik Bileşikler Video

ORGANİK VE İNORGANİK BİLEŞİKLER




Vitaminler (Ders Notu)
Proteinler (Ders Notu)
Yağlar (Ders Notu)
 Karbonhidrat (Ders Notu)
Besin Maddeleri (Ders Notu)

21 Ocak 2011 Cuma

Solunum Video

HÜCRESEL SOLUNUM


Solunum (Ders Notu)

Çaprazlama ve Mendel Video

ÇAPRAZLAMALAR VE MENDEL


Mendel Kuralları  (Ders Notu)

Kalıtım Video

KALITIM
Video 1




Kalıtım  (Ders Notu)
Cinsiyete Bağlı Kalıtım  (Ders Notu)

Fotosentez Video

FOTOSENTEZ


Fotosentez  (ders Video)

Enzim ve Atp video

ENZİM VE ATP

Enzim (Ders Notu)
Metabolizma (ATP)(Ders Notu)

Yönetici Moleküller ve Protein Sentezi Video

YÖNETİCİ MOLEKÜLLER VE PROTEİN SENTEZİ




RNA (Ders Notu)
DNA (Ders Notu)
Protein Sentezi (Ders Notu)

Hücre Video

HÜCRE VİDEO
Video 1


Hücre Bölünmeleri Video

HÜCRE BÖLÜNMELERİ


Bitkilerde Üreme Video

BİTKİLERDE ÜREME


  • Üreme  (Ders Notu)
    Bitkilerde Üreme ve Gelişme (Ders Notu)
  • Hayvanlarda ve İnsanlarda Üreme Video

    HAYVALARDA VE İNSALARDA ÜREME



    Virüs-Bakteri Video

    VİRÜS VE BAKTERİLER


    Ekoloji ve Besin Zinciri Video

    EKOLOJİ




    Canlıların Sınıflandırılması Video

    CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI VİDEO







    Biyoteknoloji

    BİYOTEKNOLOJİ

    Klasik biyolojik yöntemlerle elde edilen ürünler
    • Alkollü içecekler
    • Süt ürünleri
    • Ekmek, sirke, limon tuzu, alkol vb. maya ürünleri
    • Aşı, serum, interferon
    • Leke çıkarıcı enzimler içeren deterjanlar
    • Kirli suların arıtımı
    • Penisilin ve türevleri vb. dir.
    • Hayvan ve bitki ıslah çalışmaları
    Biyo-Teknolojik yöntemlerin uygulandığı alanlar
    • DNA parmak izi
    • Bitki ve hayvan klonlama
    • Rekombinant canlılar elde etme
    • Bakteriler insan hormon ve enzimleri üretme
    • Kalıtsal hastalıkların önlenmesi
    • Biyolojik savaş araçları üretme
    • İnsan ömrünü uzatma
    • Genetik açıdan iyileştirilmiş yeni ırkların üretilmesi
    Biyo-teknolojik araçlar ve enzimlerKesilmiş bir DNA parçasının yabancı DNA parçası ile birleştirilmesi sonucu ortaya çıkan DNA’ya rekombinant DNA, bu olaya ise rekombinasyon denir.
    Klonlamada rekombinat DNA molekülü oluşturmak için kullanılan DNA parçaları hücrelerden izole edilip saf olarak elde edildikten sonra restriksiyon Endonükleaz enzimi ile kesilir. Bu DNA bakteri plazmitine aktarılır. Bu şekilde bir vektör aracılığı ile elde edilen yeni plâzmit genellikle bir bakteriye nakledilir ve bakteri içerisinde çoğaltılarak rekombinat DNA elde edilir.

    Örneğin, mikro-enjeksiyon tekniği ile insanda ve hayvanda insülin oluşumunu sağlayan gen bakteriye yerleştirilebilir. Bu şekilde bakterinin insülin üretmesi sağlanmış olur. Bakteriler yoluyla insülin üretilmesi kolay ve ucuzdur.
        Gen klonlaması virüs, bitki, hayvan ve bakteri aracılığıyla gerçekleştirilebilir. Bu canlılar taşıyıcılar olup vektör adını alır. Günümüzde yaygın olarak kullanılan vektörler bakteri plazmitleri ve virüs DNA’larıdır.
         Belirli bir DNA bölümünün kesilerek bir vektör içerisine konulması ve daha sonra bakteri içerisinde çoğaltılması işlemlerine gen klonlaması denir.
    Gen klonlaması sırasında kullanılan enzimler :
    Bir hücrenin DNA zincirini, farklı yerlerinden ve istenen uzunlukta  kesilmesini sağlayan enzimler restriksiyon endonükleaz enzimidir.
    Kesilen DNA parçalarını birbirine ekleyen enzim ligazdır.
    DNA polimeraz enzimi DNA moleküllerinin çoğaltılmasını sağlayan enzimdir.
        Çoğaltılmak istenilen DNA parçasının bir zincirin dizilimi bilindiğinde polimeraz enzimi aracılığı ile yeni DNA zincirleri elde edilir.
         Bazı kimyasal maddeler ve enzimler ile canlı hücrelere ait hücre zarı veya canlı hücre duvarının yıkılıp DNA’nın ortaya çıkarılmasına DNA izolasyonu denir.
    DNA’nın Hücreye Aktarımı
    Hücre zarının sıcaklık şoku ve yoğun tuz çözeltisi ile işleme sokulması sonucunda hücre zarındaki delikler genişler. Böylece rekombinant DNA hücre zarından içeri girer. Bu şekilde DNA’nın herhangi bir canlı hücreye aktarılmasına transformasyon denir.
         DNA’nın Hayvan Hücresine Aktarımı
        DNA’nın Hayvan hücresine aktarımı elektroporasyon, biyolistik ve mikroenjeksiyon tekniği ile olur.
        a. Elektroporasyon yöntemi : Hücrelere kısa süreli elektrik akımı uygulanarak, DNA hücre zarında oluşan geçici deliklerden hücre içerisine aktarılır.
    b. Biyolistik yöntemi : Hücre veya dokunun üzerine DNA kaplı parçacıklar içeren çok hızlı olan mermi ile ateş edilmesi tekniğidir.
    c. Mikroenjeksiyon yöntemi : Çok ince uçlu iğneye sahip enjektör ile hücre zarı geçilip, doğrudan hücre çekirdeğine rekombinant DNA’nın enjekte edilmesidir.
    • Gen taşıyan DNA'nın (veya RNA) saf olarak elde edilmesi,
    • Genin yerinin belirlenmesi,
    • Genin çıkarılması,
    • Taşıyıcı (vektör) DNA'nın elde edilmesi,
    • Gen DNA'sının vektör DNA'sı ile birleştirilmesi,
    • Oluşan rekombinant vektör DNA'nın alıcı hücreye aktarılması,
    • Seleksiyon, 
    • Gen ürününün kontrol edilmesi.  
    DNA parmak izi
    Rekombinant DNA tekniğinin kullanım alanlarından birisidir. Bir insanın DNA'sını oluşturan nükleotit dizisi ile diğer insanın DNA'sını oluşturan nükleotit dizisi birbirinden farklıdır. buna göre iki farklı insanın DNA'sında her 100 nükleotitde 1 veya 2 nükleotit gibi farklılıkların olduğu anlaşılmıştır

    DNA lardan kesici enzimler tarafından farklı büyüklükte ve sayıda DNA parçaları elde edilir. Bu DNA parçaları jel içine enjekte edilir. Elektroforez adı verilen bir yöntemle farklı uzunlukta DNA parçaları birbirlerinden ayrılır. Kısa olan DNA parçalarının hareketleri uzun olanlara göre daha hızlıdır. DNA parçaları jel üzerinde büyüklüklerine göre belirli uzaklıklarda bantlar oluşturur. Bu bantlaşma her bireyin kendine özgüdür. Buna DNA parmak izi adı verilir. Bu yöntemle adli olaylarda şüphelinin DNA'sı olay yerinde bulunan DNA'larla karşılaştırılarak suçu gerçekten işleyip işlemediği belirlenebilir. Ayrıca
         DNA parmak izi şüpheli çocuğun adli tıpta ana-baba tayininde de kullanılır.
    Özet
      Biyoteknolojik yöntemler aracılığıyla klonlanmak istenen DNA bölümleri restriksiyon endonükleaz enzimi ile kesildikten sonra vektör olarak kullanılacak hücrenin plazmiti içerisine yerleştirilir ve DNA ligaz enzimi ile birleştirilir. Bu şekilde elde edilen yeni plazmit genellikle bir bakteriye aktarılarak çoğaltılır. Biyoteknolojide kullanılan vektörler bakteri plazmitleri ve virüslerdir. Kesilmiş bir DNA parçacığının yabancı DNA parçacığı ile birleştirilmesi sonucu ortaya çıkan DNA'ya rekombiant DNA denir. Rekombinant DNA'ya sahip canlıya transgenik canlı denir. Biyoteknolojide rekombinant DNA elde edilmesine yönelik tekniğe gen klonloması denir.

    Gelecekte Biyoteknoloji ile;     1-Biyoteknoloji sayesinde gelecekte canlılara ait genetik şifre çözülerek gen haritaları ortaya çıkacaktır.
       2-Kalıtsal bir çok hastalık tedavi edilebilecek veya daha embriyo döneminde iken sağlam genlerle hasta genler değiştirilebilecektir.
         3-İnsan ömrü uzayabilecek, anne ve babanın isteği doğrultusunda bebeğin cinsiyeti belirlenebilecek,
         4-Kanser başta olmak üzere birçok hastalığa karşı koruyucu rekombinant aşılar geliştirilebilecektir.
         5-İstenilen özellikte bitki ve hayvan türleri elde edilebilecektir.
    Not:
          DNA diğer hücre komponentlerinden daha kolay ve saf separe edilebilir. Çünkü: DNA'nın kendine özgü bir kimyasal yapısı ve fiziksel özellikleri vardır.
    Şöyle ki:
          1) Bakterilerde kromozom uzunluğu oldukça büyüktür. Örn., E. coli 'de kromozom 1.1 - 1.4 mm uzunluktadır.
          2) DNA, fiziksel ve kimyasal muamelelere oldukça dirençlidir. Halbuki, diğer hücre komponentleri  daha duyarlıdırlar ve kolayca tahrip olurlar.
          3)DNA diğer hücre komponentlerinden daha fazla dansiteye sahiptir. DNA'nın bu özel karakterleri, hücre ekstraktlarından da daha kolay ayrılmasını ve pürifiye edilmesini sağlar. Özellikle, alkolde iplik görünümünde bir yumak oluşturması ve cam çubuğa yapışması, ekstraktlardan kolayca ayrılmasına yardımcı olur.

    Populasyon Genetiği

    POPULASYON GENETİĞİ


    Bir populasyonun gen havuzu incelenen karakterle ilgili  alel frekanslarına  göre tanımlanır
    • Populasyon, aynı türe ait bireylerin oluşturduğu gruptur.
    • Bir populasyondaki (bireylerinin arasında) üreyebilme yeteneğindeki bir grup tarafından oluşturulur.
    • Bir populasyonda bireyler  birbirinden  izole olabilir. bu  genetik materyal değişimi, ya da bir bölgede farklı alel  yoğunluğu nadirde olsa görülebilir
    • Herhangi bir anda bir nüfus genlerin toplam toplam nüfus gen havuzu denir.
    • Bir populasyonda tüm bireyler aynı alel için homozigot olduğunda, bu alel frakansının  sabit olduğu söylenebilir.
    • Genellikle, bir karakter için her gen havuzunda  gen frekansını belirleyen  iki veya daha fazla alel vardır.

    Hardy-Weinberg Teoremi
    • Hardy-Weinberg teoreminde  bir popülasyon  gen havuzu anlatılmaktadır.
    • Bu teoreme göre gen frekansını etkileyen mutasyon ,izolasyon vb olmadığı sürece  bir popülasyon  gen havuzunda alel , genotip  ve frekansları  nesiller boyu  sabit kalacaktır.
    • Mayoz , rasgele döllenmenin ,alellerin ve populasyonun toplam gen havuzu üzerine hiçbir etkisi yoktur.
    • Mayoz bölünme  ve rastgele döllenme, aynı alellerin ve önceki nesillein  genotip frekanslarının aynen devam etmesini sağlar.
    • Hardy-Weinberg  teoremi aynı zamanda polialellik ,ekivalentlik ve  diğer etkileşimleri olan durumlar için geçerlidir.
    • Hardy-Weinberg teoreminde, popülasyon genetiğinde dominant alel  freknsını  (p) ile resesif alel frekansını ise (q) ile genellenir.
    • Birleşik frekanslar  100% değerini verir; bu nedenle p + q = 1.
    • Eğer p + q = 1,  ise   p=1-q  ve  q = 1 – p değerlerine ulaşılır
    • Populasyonu oluşturan bireylerin frekansları ise: (AA) P 2 +(Aa) 2 pq +(aa)q 2 = 1
    • Bu genel formülü Hardy-Weinberg eşitliğini belirtir.
    • Eğer  bir populasyonda alel frekansı veya genotip frekansı biliniyorsa popülasyon gen veya  genotip frekansları bu bilgiler kullanılarak hesaplanabilir.
    • Hardy-Weinberg  teoremi   özelliklerin yeni nesillere aktarımında Mendel teorisi ile uyumludur ancak doğal seçilim (Evrim) teorisi genetik varyasyonu şart koşar.
    • Hardy-Weinberg  teoremi  kuşaktan kuşağa genetik varyasyonu azaltmak  ve genetik istikrar ı korumak için önemli bir süreçtir.

    Hardy –Weinberg’e göre popülasyon dengesinin  korunması için beş koşulun oluşması gerekir.
    • Kalabalık popülasyon gerekir : Küçük popülasyon  gen havuzunda, genetik kayma, şans dalgalanmaları genotip frekanslarını  zamanla değişmesine neden olabilir.
    • Göçler olmamalı:  İçe veya dışa göçlerle genotip ve genlerin frekanslarında önemli değişimler gerçekleşir
    • Mutasyonlar olmamalı:  Alellerin birinde gerçekleşecek mutasyonla alel frekanslarıda değişmiş olur.
    • Rastgele çiftleşme olmalı:  Eğer bireyler belli özellikteki eşlere yönelim gerçekleştiriyorsa genlerin dengesinin bozulması ve yeni nesilde gen frekansının değişimine neden olacaktır
    • Doğal seçilim olmamalı:  Eğer çevresel şartlar belli özellikteki bireylere yaşam ve üreme avantajı sunuyorsa ,yeni nesilde de genotip ve gen frekansları değişime uğrayacaktır.
             NOT: Bu beş koşul gerçekleşmesi Hardy-Weinberg teorisi tarafından öngörülen sapmaların olmaması (Dengenin korunması)için şart iken ,gerçekleşmemesi ise doğal seçilim (Evrim) teorisi için şarttır .
    Popülasyon Genetiği
    Bir populasyonda takip edilen karakter üzerine zıt yönde etkileyen iki gen vardır. Bu iki alelin yüzde toplamı populasyondaki bu karaktere etkili genlerin toplam yüzdesini verir.  A+a=1 bağıntısı yazılabilir. Ortamda p kadar A geni ve q kadar a geni bulunduğu varsayılırsa   p + q = 1  bağıntısı yazılır.
    Bir karakter bakımından populasyonda AA-Aa ve aa genotipli bireyler olacağından Bunların toplamı AA+Aa+aa=1 bağıntısı yazılabilir.A=p ve a=q olduğundan  AA(1/4 oranında oluşurlar)=p2 ,Aa(1/2 oranında oluşurlar)=2pq ve aa=(1/4 oranında oluşurlar)q2   Buradan   P2 + 2pq + q 2 = 1   bağıntısı yazılabilir.
    • Nispi frekans:   Belli genotipteki birey veya genlerin populasyonda görülme yüzdesidir.
    • Mutlak frekans: Belli genotipteki bireylerin populasyondaki sayısıdır.
    Örnek:4000 kişilik populasyonda her yüz kişiden 16 sı düz saçlı ise;
    a)Dominant ve resesif genlerin frekansı nedir?
    b)Heterozigot bireylerin frekansı nedir?
    c)Dominant gen taşıyan bireylerin frekansı nedir?
    d)Homozigot bireylerin mutlak frekansı nedir?
    Yanıt:
    a) Populasyonda düz saçlılığın az görülmesi resesif karakter olduğunu gösterir.
    aa=q2= 0,16 => q(a)=0,4 bulunur.  p+q=1 den  p(A)=1-q =1-0,4=0,6 bulunur. Dominant gen=0,6 ve Resesif gen=0,4 tür.
    b) P2+2pq+q2=1 bağıntısında  heterozigotlar=2pq=2.0,6.0,4=0,48 bulunur.
    c)Dominant gen taşıyanlar=p2+2pq= (0,6)2+0,48=0,36+0,48=0,84 bulunur.
    d)Homozigot bireyler=p2+q2=(0,6)2+(0,4)2=0,36+0,16=0,52 bulunur.
    Düşük frekanslı genlerin saptanması:
       Örnek: Populasyonda her 10000 kişiden biri resesif bir gen taşıyorsa;
    a)Resesif ve dominant genin frekansı nedir?
    b)Heterozigot bireylerin frekansı nedir? 
    c)Resesif geni taşıyan bireylerin frekansı nedir?
    Yanıt:
    a)Resesif gen taşıyan bireyler=
    aa=q2=1/10000 => q=1/100    (=0,01) bulunur.    
    Dominant gen taşıyanlar =
    AA =p2=1-1/100=99/100  (=0,99) bulunur.
    b)Heterozigot bireyler =
    2.p.q=2.99/100.1/100=198/10000 bulunur.    
    c)Resesif gen taşıyanlar=
    2.p.q+q2 =198/10000+1/10000=199/10000  bulunur.   
    Örnek:Populasyonda hastalıklı bireylerin görülme olasılığı 1/1600 ise heterozigot bireylerin görülme sıklığı nedir?
    Yanıt: q2=1/1600 => q=1/40 dır.  P=1-1/40 =39/40 bulunur.
    Heterozigotlar=2.p.q = 2.1/40.39/40 =78/1600=1/20 bulunur.
    Polialellikte gen frekanslarının bulunması.
    İnsanlarda kan grupları poli alelliğe örnektir. A grubuna =p ,B grubuna=q  ve O grubuna =r dersek bunlardaki bağıntı şu şekilde gerçekleşir.A+B+O=1 den p+q+r=1 bağıntısı yazılır. Toplumdaki olabilecek  genotip çeşitlilik ise bize şu bağıntıyı verir.  p2 + 2pq + 2pr + q2 + 2qr + r2 = 1
    Örnek:İnsan populasyonunda Kan gruplarını belirleyen A geninin bulunma oranı 0,3 ,B geninin bulunma oranı 0,2 ise ;
    a)O geninin frekansı nedir?
    b)Homozigot bireylerin frekansı nedir?
    c)Kanında B grubu protein taşıyan bireylerin oranı nedir?
    d)En kolay bulunabilecek kan grubu hangisidir?
    Yanıt:
    a) p(A)=0,3  q(B)=0,2 =>  1=p+q+r den     r(O)=1-(p+q) = 1-(0,3+0,2)=1-0,5 = 0,5 bulunur.
    b)Homozigot bireyler=p2 + q2 + r2  = (0,3)2 + (0,2)2 + (0,5)2 = 0,09+0,04+ 0,25=0,38 bulunur.
    c) Kanında B grubu protein taşıyanlar=AB-BB-BO => 2pq+q2+2qr bağıntısı kullanılır.Bağıntıya göre gen frekanslarını yerlerine yazarsak; 2.0,3.0,2+ (0,2)2 +2.0,2.0,5= o,6+0,04 + 0,20 = 0,36 bulunur.

    Evrim teorileri

       HAYATIN BAŞLANGICI VE EVRİM TEORİLERİ
    1. Abiyogenez (Kendiliğinden Oluşum) :
    Canlı cansız maddelerden kendiliğinden oluşmuştur fikrini savunur.Bu görüşü Aristo ileri sürmüştür.
    * Canlı , cansızdan birden bire oluşur.
    * Oluşan canlı , basit veya evrimleşmiş olabilir.
    * Canlının , cansızdan oluşması süreklidir.

    2. Biyogenez (Moleküler Yaradılış) :
    Bir canlının yalnız kendine benzer başka bir canlıdan oluşabileceği görüşüdür.
    Biyogenez 1862 de Louis Pasteur ’un yaptığı deneylerle kabul edilmiştir.Günümüzde de geçerlidir.
    Pasteur , yaptığı bir dizi kontrollü deneyle canlı , cansızdan oluşur görüşünü yıkmıştır.
    Bu iki görüş ilk canlılığın nasıl başladığına yanıt aramaz.

    3.Panspermia Hipotezi :
    Dünyadaki hayatın uzaydan yeryüzüne gelen spor ve tohumlarla başladığını öne sürer.Hayatın yani canlılığın gezegenlerde nasıl başladığını açıklayamaz.
    4. Ototrof Hipotezi :Bu hipoteze göre ilk oluşan canlılar ototrofturlar.Ototroflar fotosentez , kemosentezle kendi besinini kendi yapanlardır. Yani ilk canlının kompleks yapıda olduğu savunmaktadır. Evrim teorisi , heterotrof hipotezi ile çelişir.

    5.Heterotrof Hipotezi :
    *İlk organizmaların kendi besinini hazır olarak aldıklarını iddia eder.
    *Canlı , cansızdan uzun süren bir evrim sonucu oluşmuştur.
    *Oluşan canlı basit yapılıdır.
    *Canlı , cansız maddeden bir kez oluşur.Sonraki canlılar bu canlıdan ortaya çıkar.
    *Bu hipotez canlı oluşumunu Dünyanın oluşumunu paralel olarak izah eder.
    *Heterotrof hipotezi evrim teorisine dayanır.
    *Heterotrof hipotezi ile abiyogenez cansızdan , canlı oluşmuştur fikrini savunurlar.

    Hipotezin şematik izahı :
    İnorganik moleküller
    (H2O , NH3 , CH4 , H2 )

    [ İlkel atmosferde varolduğu kabul edilen gazlar.]

    Sıcaklık ve U.V. ışınlar.

    Basit organik moleküller
    ( Aminoasitler vb. )

    Sıcaklık

    Kompleks organik moleküller
    ( Protein , yağ , karbonhidrat )

    Koaservat

    (Bir sıvı içerisinde bir arada duran protein , enzim ve benzeri maddelerden oluşan kümeler.)

    Nükleoprotein yapılar ve ilkel heterotrof canlı oluşur.

    İlk canlının oluşumunu formülleştirirsek:

    Basit gazlar---------- Aminoasit---------- Protein--------- Koeservat

    Miller Fox Oparin

    Koeservatların Özellikleri:
    1) Dış ortamdan ayıran zarları vardır.
    2) Büyüme ve çoğalma yetenekleri vardır.
    3) PH değişimlerine karşı dayanıksızdırlar. Ancak dayanıklı olarak evrimleşerek hayatın öncüsü olan organik molekül kümesini oluşturmuştur.
    4) Brown ( titreme , sigillenme) hareketi gösterirler.
    5) Hücresel zar yapma ve büyük molekülleri sentezlemek için gerekli enerjiyi organik moleküllerin bağlarındaki kimyasal enerjiden sağlar.

    Heteretrof hipotezini destekleyen varsayımlar.
    1) İlkel atmosfer bugünkünden farklı yapıda idi .
    2) İlk canlı oluşmadan önce organik moleküller oluşmuştur.
    3) İlk organik moleküller ilkel atmosferdeki gazlardan yapılırlar.
    4) İlkel canlı cansız maddelerin uzun süren kimyasal evrimi ile oluşur basit yapılıdır , hazır besinle beslenir , oksijensiz solunum yapar.
    5) Fotosentezin evrimi ile ilkel atmosferin yapısı değişmiştir. Atmosfere oksijen girmiştir.
    6) oksijenli solunum fotosentezden sonra evrimleşmiştir

    Hipotez iki yönden önemlidir.
    1.Evrimci bir anlayışa sahiptir.
    2.Miller bu konuda başarılı deneyler yapmıştır.Fakat deneyde kullanılan gazların ilk atmosferde varolduğunun ispatlanması söz konusu değildir.Uzun sürede oluştuğu belirtilen maddelerin , Miller deneyinde bir hafta gibi kısa bir zamanda oluşturulması bu hipoteze karşı tenkitlere yol açmıştır.

    Evrim Teorisi:
    Evrim , canlı ve cansızların uzun bir süreç içinde geçirdiği ve geçirmekte olduğu değişiklikleri açıklar.

    İlkeler :
    1.Bütün canlılar aynı kökenden evrimleşmiştir.
    2.canlılar arasında hem ortak , hem farklı özellikler bulunur.
    3.Canlılar arasında devamlı varyasyonlar (değişim,farklılık) meydana gelir.
    4.Tür sayısı devamlı artar , sabit değildir.
    5.Günümüzde de canlılar arası değişiklikler ve tür oluşumu sürmektedir.

    Kimyasal evrim:
    CH4 U.V.ışınlar-Şimşek-Yıldırım A.asit Protein
    NH2 Yağmur - Isı Yağ asitleri Karbonhidrat
    H2 -------- ---------------- Gliserin -------- Yağ --------------- Koaservat
    H2O (O2 yok) Monosakkaritler Vitamin
    Nucleotidler Nucleik asitler

    Biyolojik evrim:
    Koaservat ------------------ Heterotrof ---------------------Ototrof
    (O2 siz solunum) (Klorofil gelişti)
    (Madde ve O2 sentezlendi)
    (O2 li solunum başladı)

    Lamark’ın Evrim Görüşü:
    1-Kullanma – Kullanmama:Vücudun kullanılan organları gelişir.Kullanılmayanlar ise körelir.
    2-Kazanılan özelliklerin Kalıtımı:Kullanma veya kullanmama ile kazanılan özellikler yeni nesillere aktarılır.

    Eleştirisi:
    *-Kullanılan karakterler gelişir
    *-Kazanılan karakterler sadece bireye özgüdür
    *-Kazanılan karakterler kalıtsal değildir
    *-Kazanılan karakterler kalıtsal sınırlar içindedir
    *-Kazanılan karakterler modifikasyondur

    Modifikasyon:Çevresel faktörlerin etkisi ile genlerin işleyişinin değişmesi ile oluşan ve kalıtsal olmayan değişmelerdir

    Darvin’in Evrim Görüşü:
    1-Canlılar geometrik dizi olarak artış gösterir
    2-Populasyonlardaki birey sayısı belli sınırlar içinde kalır
    3-Aynı tür bireyleri arasında kalıtsal çeşitlilik(varyasyonlar) vardır

    A)Çevresel varyasyonlar: Modifikasyon
    B)Kalıtsal varyasyonlar:

    Kalıtsal varyasyonlar üç temel şekilde ortaya çıkar:
    *-Üreme hücrelerindeki mutasyon
    *-Üreme hücrelerinde görülen krossing-over ve homolog kromozomların dağılımı
    *-Döllenmenin şansa bağlılığı
    4-Canlılar arasında çevresel koşullar için yaşam kavgası vardır
    5-Çevreye uyum (Adaptasyon) sağlayanlar hayatta kalır ve üreyerek yeni nesillerinde kendi özelliklerini taşımalarına neden olurlar. Uyum sağlayamayanlar ise elenerek (Doğal seleksiyon) taşıdıkları türe özgü zayıf kalıtsal özelliklerininde ortadan kalkmasına neden olurlar.
    6-Farklı çevrelerde farklı şekillerde adaptasyon yetenekleri kazanan bireyler yeni türlere dönüşürler

    Darvin’in evrim teorisinin dayandığı görüşler:
    1) Bütün organizmalar geometrik bir oranda artıma eğilimlidir.
    2) Bir türün her dölündeki birey sayısı hemen hemen değişmez.
    3) O halde yaşamak için bir mücadele olmalıdır.
    4) Her türün bireyleri arasında değişiklikler ( kalıtsal olabilir ) vardır.
    5) Bazı değişiklikler özel bir çevredeki organizmaların çevreye uyumlarını ve sayıca çoğalma şanslarını arttırır. Yaşayan organizmalar kalıtsal değişikliklerini oğul döllere geçirirler.
    6) Zamanla büyük farklar meydana gelerek eski türlerden yeni türler ortaya çıkar.

    Evrim olayının özeti :
    Mutasyon
    ----------- Kalıtsal varyasyon --------Doğal seleksiyon-------- Adaptasyon ---------- Evrim

    Eşeyli üreme
    Adaptasyon:Canlıların üreme , yaşama şanslarını artıran ortama uyum sağlayan özelliklerinin tümüdür.

    Not:Adaptasyonlar kazanılmış kalıtsal özelliklerinin çevresel koşulların değişmesi ile ortaya çıkar

    Mutasyon:Canlının üreme hücrelerindeki genlerde gerçekleşen ve kalıtsal olan değişmelerdir.

    Sonuç:
    *-Evrimin ham maddesi kalıtsal varyasyonlardır
    *-Evrimin mekanizması doğal seleksiyondur
    *-Doğal seleksiyonlar sonunda adaptasyonlar ortaya çıkar

    Evrimin gelişim zinciri
    1-Üreme hücrelerinde 2-Mayoz 3-Döllenme
    mutasyon bölünme
    Varyasyonlar
    Doğal seleksiyon
    Adaptasyon
    Evrim

    Populasyon Dengesini Bozan Etmenler
    Hardy-weinberg prensibi populasyon dengede kaldığı sü4rece geçerlidir.fakat populasyon daki genlerin frekansı uzun süre dengede kalamaz.Genlerin frekansının değişmesine mutasyon , seleksiyon , göçler , izolasyon ve rasgele olmayan evlilikler neden olur.

    1- Göçler : Göç komşu iki populasyon arasındaki gen akışı olarak tanımlanabilir.
    2- İzolasyon ( Ayrılma – Tecrit) : Büyük populasyon lar çeşitli nedenlerle (dağ , deniz, ve çöl oluşumu ile veya kıtaların kayması ile) küçük populasyon lara bölünebilirler.
    3- Mutasyon : Mutasyonlar genetik farklılık meydana getirmelerinden dolayı populasyon larda gen frekanslarının değişmesine yol açan en önemli faktörlerin başında gelir.
    4- Doğal seleksiyon (Seçilim) : çeşitlilik gösteren bir populasyon da , belli özellikler yönüyle üstün ve zayıf olan fertler bulunur. Doğal seleksiyon zayıf olanları ortadan kaldırır.
    5- Genetik sürüklenme : Doğal şartlarda yaşayan , özellikle küçük populasyon larda nesilden nesile veya yıldan yıla gen ve birey oranlarının yapay bir etki olmadan rasgele değişmesine genetik sürüklenme denir.
    6- Eş seçimi : Bireylerin çiftleşmek için birbirlerini rasgele seçmeleri yerine özel niteliklerine göre seçmeleri zamanla farklı özelliklerin çıkmasına neden olur.

    Kalıtsal Materyalin Değişmesi
    - Tüm canlılarda ortak olan özellikler.
    - Canlıyı diğer türlerden ayıran türe özgü özelikler.
    - Canlıyı türün diğer bireylerinden ayıran bireysel özellikler olmak üzere üç grupta toplanabilir.

    Bu özelliklerin oluşması ve yeni döllere taşınması DNA ların üzerinde bulunan genlerle olur. Normalde DNA lar kendilerini hatasız eşler. Genler ve kalıtsal bilgi değişmez. Ancak bazı durumlarda yanlışlıklar olabilir. Bunlar :

    - DNA ya fazladan bir yada birkaç nükleotid çifti eklenebilir.
    - DNA dan bazı nükleotid çiftleri kopup ayrılabilir.
    - DNA molekülündeki baz çiftleri karşılıklı yer değiştirebilir. Örneğin A-T çifti T-A çiftine dönüşebilir.
    - Bir nükleotidin karşısına kendi eşi olmayan başka bir nükleotid bağlanabilir.. Örneğin sitozin nükleotidin karşısına guanin nükleotid bağlanması gerekirken timin yada adenin nükleotid bağlanabilir.
    - Kromozomlardan parça kopabilir yada kromozomlara parça eklenebilir.

    Canlıların genetik bilgilerindeki kalıcı olan bu tip değişmelere mutasyon (değişim) denir.

    Mutasyonlar sonunda canlıda ortaya çıkacak değişmeleri 2 grupta inceleyebiliriz.
    1- Canlıların bazı özellikleri yerine yeni özellikler oluşabilir.
    2- Mutasyon, canlıların belirli bir çevrede yaşama ve üreme şansını arttıran özellikler kazandırabilir. Bunun tersine canlıların yaşama ve üreme şansını ortadan kaldırabilir.

    Not:Bazen bir gen farklı mutasyonlara uğrayarak çok sayıda alel meydana getirebilir. Örneğin kedilerde kıl renginin çeşitli olmasını sağlayan çok sayıda aleller mutasyonla oluşmuştur.evrim nedir,evrim darwin,liberalizm,doğal seleksiyon,biyoloji,mutasyon,darwin insan nedir,insan resimleri,insan hakları,insan vücudu,insan yayınları,hayvan Canlıların çok farklı özelliklere sahip olmasının yani genetik çeşitliliğin nedeni bir canlıda çok sayıda geninin bulunmasıdır. Bir gendeki mutasyon olasılığının düşük olmasına karşın bir canlıda çok sayıda gen bulunduğundan canlıdaki toplam mutasyon olasılığı artar

    Cinsiyete Bağlı Kalıtım

    CİNSİYETE BAĞLI KALITIM
    A. CİNSİYETİN BELİRLENMESİ
    1. Eşeyin Modifikasyonla Belirlenmesi
    • Bonellia isimli hortumlu hayvan, denizlerde yaşamakta ve döllenmiş yumurtalarını suya bırakmaktadır. Bu yumurtaların bazıları suda serbest olarak gelişirken, bazıları ana canlının hortumuna yapışarak gelişmesini tamamlar. Serbest gelişenlerin hepsi dişi, hortuma yapışarak gelişenlerin hepsi ise erkek olmaktadır. Buna göre, cinsiyeti hortumdan alınan bazı maddeler belirlemektedir.
    • Bir halkalı solucan türünde, bireyler genç evrede iken (vücut az segmentli olduğu için) erkek olmakta, daha ileri yaşlarda ise (15 – 20 segmente ulaşınca) dişi olarak farklılaşmaktadır. Cinsiyet vücut büyüklüğüne göre belirlenmektedir.
    2. Eşeyin Kromozomlarla Belirlenmesi
    Bazı kromozomlar cinsiyeti belirleyen genleri taşırlar, bunlara gonozom denir. Diğer kromozomlar ise vücut karekterlerini belirleyen genleri taşır.
    Bunlara ise otozom denir. İnsanlarda kromozom formülü şu şekildedir.

    B. İNSANDA EŞEYE BAĞLI KALITIM
    İnsanlarda bazı karakterler sadece X kromozomu üzerinde, bazıları sadece Y kromozomu üzerinde, bazıları ise hem X hem de Y kromozomunda aktarılmaktadır.

    a. Renk Körlüğü : X kromozomu üzerindeki çekinik bir genle aktarılır. r : Renk körlüğü genini, R : Normal görme genini gösterir.

    X kromozomu ile aktarılan karakterlerle ilgili olarak,
    • Bir dişinin hasta olabilmesi için hem annesinden, hem de babasından hastalık genini alması gerekir.
    • Hasta dişinin babası mutlaka hastadır.
    • Hasta bir kadının bütün erkek çocukları mutlaka hasta olur.
    b. Sadece Y ile Aktarılanlar: Y kromozomunun X ile homolog olmayan bölgesinde aktarılan; kulak kıllılığı, ayak parmaklarının yapışık olması, balık pulluluk, sakal – bıyık gibi bazı karekterlerdir.
    Y kromozomu ile aktarılan karakterler;
    • Sadece erkeklerde görülür.
    • Hasta babanın sadece bütün erkek çocukları hastadır.
    • Genlerin baskınlığı veya çekinikliği önemli değildir. Çünkü etkilerini örtecek başka bir alel gen yoktur.
    c. Hem X Hem Y ile Aktarılanlar: X ve Y kromozomunun homolog bölgesindeki genlerle aktarılırlar. Otozomlardaki normal karakterler gibi kalıtılırlar. Yani hem erkek hem dişilerde, aynı oranlarda görülebilirler. İnsandaki tam renk körlüğü ve diğer bazı göz rahatsızlıkları böyle aktarılır

    Mendel Kuralları

    ÇAPRAZLAMALAR ve MENDEL KURALLARI

    Bir canlının erkek üreme hücreleri (sperm veya polen) ile diğer bir canlının yumurtalarının birleştirilmesine çaprazlama denir.

    A. ÇAPRAZLAMALARIN ELEMANLARI
    P : Çaprazlanacak anne ve babanın (ebeveynlerin) genotipini ifade eder.
    G : Anne ve babadan meydana gelebilecek gamet çeşitlerini gösterir. Gametlerin sayıları değil, çeşitleri önemlidir.
    F1 dölü : Dişi ve erkek gamet çeşitlerinin birleşmesiyle oluşabilecek ilk dölün (neslin) genotip ve fenotip çeşitlerini ifade eder.
    F2 dölü : F1 dölünde elde edilen dişi ve erkek bireylerin çaprazlanmasıyla oluşacak ikinci dölü (nesli) ifade eder.
    Kendileşme : Belli bir genotipe sahip dişinin kendisiyle aynı genotipte bir erkekle çaprazlanmasıdır.
    Arı Döl (Saf Döl) : Genotip olarak homozigot olup, kendileştirildiğinde her zaman aynı genotipte ve fenotipte bireyler oluşturan canlılara arı döl denir.
     
    B. BİR KARAKTERLİ (MONOHİBRİT) ÇAPRAZLAMALAR
    Bir türün sadece bir karekteri üzerinde çaprazlamalar yapmaya denir.
    Arı döl yeşil tohumlu bir bezelye ile yine arı döl sarı tohumlu başka bir bezelyeyi çaprazlayalım.


    İki homozigot canlının çaprazlanmasıyla ilgili size sorulan her soruya 1 cevabını verebilirsiniz.
     

    Heterozigot durumda her bireyden iki çeşit gamet meydana gelir. Birinci yumurtanın iki çeşit polen ile birleşme ihtimali vardır. Daha sonra ikinci yumurta ele alınıp yine iki çeşit polen ile birleşme ihtimali yazılır. Oluşan dölde, Fenotip oranı = 3 : 1 dir. Bunun manası, 3'ü bir çeşitten, 1'i diğer çeşitten demektir. Diğer soruları da bunun gibi cevaplandırabiliriz. Genotip oranı = 1: 2: 1 , Fenotip çeşidi = 2, Genotip çeşidi = 3 tür.

    C. İKİ KARAKTERLİ (DİHİBRİT) ÇAPRAZLAMALAR
    Bu çaprazlamaları açıklayabilmek için, homozigot sarı ve düzgün bir bezelye ile yeşil ve buruşuk bir bezelyeyi çaprazlayalım;
    (Sarı yeşile, Düzgünlük, buruşukluğa baskındır).
     

     
    Daha önce de bahsettiğimiz gibi iki homozigot canlının çaprazlanmasıyla, bireylerden birer çeşit gamet ve bunların birleşmesiyle de sadece bir çeşit birey meydana gelmektedir. F1 dölünü kendi arasında çaprazlayıp F2 dölünü bulalım.
     

     
    Oluşan bu ikinci döl için yukarıda belirttiğimiz soruları şöyle cevaplayabiliriz.
    Fenotip Oranı : 9: 3: 3: 1 dir.

    Fenotip çeşidi : 4 dür.
    Genotip çeşidi : 3n = 32 = 9 dur.
     

    Kendileşme çaprazlamalarında Genotip Çeşidi 3n formülüyle bulunur. n, heterozigot karakter sayısını belirtir.
     
    Yukarıdaki oranlar, iki karakter heterozigot ve genler bağımsız olduğunda sabittir.
    Bütün çaprazlamaları düzenli çaprazlamalar ve düzensiz çaprazlamalar olmak üzere iki ana grupta toplayabiliriz. Şimdi bunları bir tablo ile gösterelim.
     

    Bütün hibrit çaprazlamalarında:
    2n = fenotip çeşidi
    3n = genotip çeşidi
    4n = çaprazlama sonucu, oluşacak fert sayısını verir.
    n = heterozigot karakter çeşidi.


    Tabloda görüldüğü gibi eğer çaprazlamanız “homozigot x homozigot” ise size ne sorulursa 1 cevabını verebilirsiniz.
    Şayet “heterozigot x heterozigot” şeklinde verilmiş ise tabloda gösterilen oranlar sabit olmaktadır.
     
    MENDEL KURALLARI
    • Bağımsız Dağılış (Ayrılma) Prensibi : Bir karakteri kontrol eden iki gen gametler meydana gelirken, farklı gametlere giderler. Farklı karakterlerin genleri, birbirlerinden bağımsız olarak gametlere aktarılırlar. Buna “bağımsız dağılış” veya “ayrılma prensibi” denir.
    • İzotipi (Benzerlik) Prensibi : Mendel sarı ve yeşil iki farklı bezelyeyi çaprazladı ve F1 dölündeki bütün bireylerin aynı fenotipte olduğunu gördü ve buna benzerlik (izotipi) adını verdi.

    • Gizlilik – Baskınlık Prensibi : Mendel oğul döllerde anne veya babada olan bazı özelliklerin kaybolduğunu gözledi. Ama bu özelliklerin bir sonraki dölde ortaya çıktığını görünce, kaybolmadıklarını ama gizli kaldıklarını anladı. Birinci dölde gözlenemeyen özelliğe çekinik (gizli) özellik, kendini belli eden özelliğe ise baskın özellik adını

    Kalıtım

    KALITIM:

    Kalıtım (soya çekim), anne ve babadaki özelliklerin oğul döllere geçmesine denir. Üremeyle sağlanır.
    Çevrenin ve kalıtımın etkisiyle canlıda ortaya çıkan özelliklere karakter denir. Örneğin; göz rengi, boy uzunluğu, kan grubu birer karakterdir.
    •  Yalnız Çevrenin Etkisiyle Belirlenen Karakterler
    Çevre şartlarının meydana getirdiği kalıtsal olmayan değişikliklere modifikasyon denir.
    Beslenmeye bağlı olarak dişi embriyolardan kraliçe arı ve işçi arının meydana gelmesi, ortanca çiçeklerinin asitli topraklarda kırmızı, bazik topraklarda ise mavi çiçek açması, birer modifikasyondur.
    •  Kalıtım + Çevrenin Belirlediği Karakterler
    Kalıtım ve çevrenin birlikte belirlediği karakterler de kalıtsal olmadığı için ve çevre etkili olduğu için birer modifikasyondur. Bu şekildeki modifikasyonlara örnek olarak bitki fidelerinde klorofilin oluşumu gösterilebilir. Bitki ana canlıdan klorofil sentezleme genini almışsa ve ışıkta büyütülürse, rengi yeşil olur. Klorofil geni taşıyan bitki ışık almayan ortamda büyütülürse klorofil sentezleyemez. Klorofil geni taşımayan tohumlar ışıkta bile çimlense yeşil renk oluşturamazlar. Böyle bitkilere albino denir.
    •  Yalnız Kalıtımla Belirlenen Karakterler
    Bir insanın kan grubu, parmak izleri, göz rengi gibi karekterler çevre şartı ne olursa olsun değişmez.
    Çevrenin insan gelişimi ve fenotipi üzerindeki etkileri tek yumurta ikizleri üzerinde yapılan çalışmalarla incelenebilmiştir.
    •  Tek yumurta ikizleri
    Döllenmiş bir yumurta hemen mitoz bölünmelerle çoğalmaya başlar. Bazen ilk oluşan iki hücre (blastomerler) ana rahminde birbirinden ayrılarak ayrı ayrı gelişirse oluşan yavrulara tek yumurta ikizleri denir. Bu ikizlerin genotipleri ve fenotipleri aynıdır.
    Şekil : Tek Yumurta İkizleri
    •  Çift yumurta ikizleri
    Normalde insanda her ay bir yumurta oluşturulur. Bazen aynı anda iki yumurta oluşturulur ve her yumurta iki ayrı sperm tarafından döllenir. Bu döllenen yumurtaların gelişmesinden ayrı yumurta ikizleri meydana gelir.
    Çift yumurta ikizleri iki ayrı sperm ve yumurtadan meydana geldikleri için genotipleri ve fenotipleri birbirinden farklıdır. Bu ikizler ancak aynı zamanlarda doğmuş kardeşler kadar birbirine benzerler.
    • Gen : Kalıtsal bir karekterin kalıtılmasından sorumlu DNA veya kromozom parçasına gen denir.
    Genler harflerle ifade edilir. Bir karekter için aynı harfin büyüğü de, küçüğü de kullanılabilir. Örnek; S ve s, A ve b, D ve d gibi.

  • Alel Gen : Bir karakter, iki arkadaş kromozom (Homolog Koromozom) üzerinde bulunan iki genle kontrol edilir. Bu şekilde aynı karekter üzerine etki eden genlere alel gen’ler denir.




  • Homozigot : Bir karakteri kontrol eden iki alel gen birbirinin aynısı ise buna homozigot denir. SS, dd, OO, XX gibi.




  • Heterozigot : Bir karakteri kontrol eden iki alel gen birbirinden farklı ise buna heterozigot denir. Ss, Dd, XY gibi.




  • Dominant (Baskın)'lık : Heterozigot durumda etkisini dış görünüşte gösteren gen’e baskın gen; bunun ortaya çıkardığı özelliğe de baskın özellik denir. Örnek; Bezelyede sarı renk, insanda beş parmaklılık, dil yuvarlama, vs.




  • Resesif (Çekinik)'lik : Heterozigot durumda etkisini dış görünüşte gösteremeyen gen’e çekinik gen; bunun ortaya çıkardığı özelliğe de çekinik özellik denir. Örnek; Bezelyede yeşil renk, insanda O kan grubu, altı parmaklılık, vs.




  • Genotip (İç görünüş) : Bir karakteri genlerle ifade etmeye denir. Ss, bb, DD gibi. Bir canlının genotipi sorulduğunda her karekterin ikişer harfle gösterilişi anlaşılmalıdır



  • Fenotip (Dış görünüş) :Canlının özelliklerinin dışardan gözlenebilmesi ya da incelemekle anlaşılmasıdır
    Bağlı Gen – Bağımsız Gen : İki veya daha fazla gen aynı kromozom üzerinde bulunursa bağlı genler, farklı kromozomlar üzerinde bulunurlarsa bağımsız genler adını alır.


    II. GAMET ÇEŞİDİ ve HESAPLAMASI
    A. BİR KAREKTER BAKIMINDAN
    Gametler, mayoz bölünmeyle meydana geldiği için, ana canlının yarısı kadar kromozon ve yarısı kadarda gen taşırlar.

    1. Homozigot İken

    2. Heterozigot İken


    B. İKİ KARAKTER BAKIMINDAN
    1. Homozigot İken

    2. Heterozigot İken


    C. BAĞLI GENLERDE GAMET ÇEŞİDİ
    Bir kromozom üzerinde bulunan genlere bağlı genler denir. Bunlar, gametlere giderken beraber hareket ederler. (Ancak krosing-over olayıyla birbirinden ayrılabilirler.)



    Gamet çeşidi = 2n = Heterozigot kromozom çifti

    Bağlı genlerin bulunduğu durumlarda, bazı gametler ya oluşmaz, ya da diğerlerinden daha az oranda oluşur. Bunlar krosing-over sonucunda oluşan gametlerdir.