20 Ocak 2011 Perşembe

Duyu Organları

DUYU ORGANLARI :
İnsanda beş çeşit duyu organı bulunur. Duyu organlarımızdaki reseptörler aldıkları uyarı çeşidine göre gruplandırılabilirler.

  • Kemoreseptörler : Burun ve dilde bulunan koku ve tat reseptörleridir. Kimyasal uyarıları algılarlar. Bazı iç organlarda da vardır.
  • Fotoreseptörler : Gözde bulunur. Işık uyarılarını algılarlar. Koni ve çomak hücreleri olarak iki çeşidi vardır.
  •  
  • Mekanoreseptörler : Mekanik ve fiziksel uyarıları algılarlar. Deride ve kulakta bulunur. Deride bulunanların bazıları sıcak veya soğuğu almaya özelleşmiştir. Bunlara termoreseptör de denir.
A. GÖZ ve GÖRME DUYUSU
Göz görme ile ilgili temel yapılar ve koruyucu yapılardan meydana gelir. Koruyucu yapılar kaşlar kirpikler göz kapakları göz yaşı bezleri ve göz yuvarlağını göz çukuruna bağlayan kaslardan oluşmuştur.

 

Şekil : Gözün Yapısı ve Kısımları

1. Gözün Yapısı ve Görme
Göz yuvarlağı dıştan içe doğru sert tabaka damar tabaka ve ağ tabakadan meydana gelir.
a. Sert Tabaka : Göz yuvarlağını dıştan saran beyaz bağ dokudan oluşmuş sert bir tabakadır. Sert tabaka göz yuvarlağının ön tarafında saydam bir yapı kazanır. Burası kornea adını alır. Işığı kırıcı etkiye sahiptir.
b. Damar Tabaka (Koroid) : Sert tabakanın altında damarlarca zengin bir tabakadır. Çok miktarda melanin pigmenti bulunur. Bunlar göz içinde siyah karanlık bir odanın oluşmasını sağlar ve göz içi yansımalarını önler.
Damar tabaka gözün ön kısmında iris adı verilen gözümüzün renkli kısmını oluşturur. İrisin yapısında bulunan kaslar göz bebeğinin genişlemesini ya da daralmasını sağlarlar.
İrisin ortasında göz bebeği açıklığı bulunur. Göz bebeğinin daralıp genişlemesi ile göze gelen ışık miktarı ayarlanır. İrisin hemen arkasında göz merceği yer alır. Mercek cisimden gelen ışınları kırarak ağ tabaka üzerine düşmesini sağlar.
c. Ağ Tabaka (Retina) : Işığa duyarlı reseptör hücrelerinin ve sinirlerin bulunduğu tabakadır. Bu bölgede çomak ve koni reseptörleri bulunur.

 
 
Işık ® Kornea ® Ön oda ® Arka oda ® Göz merceği ® Retina ® Reseptörler (Sarı benek) ® Göz sinirleri ® Beyindeki görme merkezi.

Duyu nöronların aksonları gözün arka tarafında bir noktada birleşerek göz sinirini oluştururlar. Bu sinir göz yuvarlağından dışarı çıkar. Bu bölgede çubuk (çomak) ve koni hücreleri yoktur. Görme duyusunun alınmadığı bu yere kör nokta denir.
Göz merceğinin merkezi ile aynı hat üzerinde bulunan retina merkezi görme işleminin en fazla olduğu bölgedir (sarı benek). Bu bölgede parlak ışığı ve bir cismin ayrıntılarını seçmekle sorumlu ışığa duyarlı koniler kümelenmiştir.
Retinanın her yerine dağılmış cisimlerin şekillerini algılamaya yarayan çomak hücreleri bulunur. Bu hücreler az ışıkta duyarlıdır. Ancak renklere karşı duyarsızdır.

2. Göz Kusurları
a. Miyopluk : Göz yuvarlağı optik eksen doğrultusunda uzamışsa merceğin kırıcılığı azalır ve görüntü retinanın önünde oluşur. Net görüntü elde edilemez. Miyop fertler yakını iyi görür uzağı iyi göremezler. Kalın kenarlı merceklerden yapılmış gözlüklerle bu kusur giderilebilir.
b. Hipermetropluk : Göz yuvarlağı optik eksene dik olarak uzayıp şişkinleşirse merceğin kırıcılığı artar ve görüntü retinanın gerisine düşer ve netlik sağlanamaz.
Böyle kişiler uzağı iyi gördükleri halde yakını iyi göremezler. Görüntüyü netleştirmek için ince kenarlı merceklerden yapılmış gözlükler kullanılır.
c. Astigmatizm : Saydam tabaka ve merceğin yüzeyindeki kavislenmeden meydana gelen bozukluk bu göz kusuruna neden olur. Böyle kişiler cisimleri bulanık görürler. Görüntüyü netleştirmek için düzensiz olarak sıkıştırılmış özel mercekler kullanılır.
d. Presbitlik : Yaşlandıkça merceğin esnekliğinin kaybolmasıyla ortaya çıkar. 40 cm den daha yakını göremezler. İnce kenarlı mercekle düzeltilir.
e. Renk körlüğü : Renkli görmeyi sağlayan 3 tip koniden bir veya ikisinin genetik bozukluk sonucu bulunmamasından ortaya çıkar. Kalıtsaldır düzeltilemez. Bu kişiler genellikle kırmızı ve yeşil renkleri ayırt edemezler. (Daltonizm)
f. Şaşılık : Göz kaslarının uzun veya kısa olması sonucu göz bebeğinin yana kaymasıdır. Ameliyatla düzeltilebilir.

B. KULAK ve İŞİTME DUYUSU
Bütün omurgalılarda işitmeyi sağlayan yapılar vardır. Özellikle korti organının bulunduğu iç kulak ortaktır. İnsan kulağı üç kısımda incelenir.

1. Dış Kulak
Kulak kepçesi sadece memelilerde bulunur. Sesi toplayarak kulak yoluna iletir. Dış kulak yolu ve kulak zarı bulunur. Ses dalgalarını orta ve iç kulağa iletir. Kulak zarı havayla gelen ses dalgalarını titreşimlere çevirir.

2. Orta Kulak
Dışta kulak zarı içte oval pencere ile kapatılmış bir odacıktır. Üç küçük kemik bulunur. Çekiç örs ve üzengi adı verilen bu kemikler ses dalgalarını kuvvetlendirerek iç kulağa aktarırlar. Ayrıca bu bölgede kulağı yutağa bağlayan östaki borusu bulunur. Bu yapı iç kulakta basıncı dengeleyerek kulak zarının patlamasını engeller.

 

Şekil : Kulağın Yapısı ve Kısımları
3. İç Kulak
Kulağın en karmaşık kısmıdır. Bu bölgede işitmeyle ilgili olan kısım kohlea ve denge ile ilgili kısım yarım daire kanalları ve kesecikler bulunmaktadır. İnsanda denge yarım daire kanalları ile tulumcuk ve kesecik tarafından sağlanır.
Tulumcuk ve keseciğin içinde otolit denilen CaCO3 den yapılmış kulak taşları vardır. Bu taşlar yerçekiminin etkisiyle kesecik ve torbacığın tabanındaki titrek tüylü hücrelere basınç yaparlar. Vücudun durumu değiştiği zaman otolitlerin de duyu hücrelerine yaptığı bölgesel basınç değişir. Böylece yeniden organizmanın eski şekline dönmesi uyarılarak denge sağlanmış olur.
Yarım daire kanallarının içinde endolenf dışında ise perilenf adı verilen sıvılar bulunur.

 
 
Kanallar ampul denilen şişkinliklerle sonlanır. Ampuller buralardan çıkan bağlantılıdır. Ampuller içinde kirpikli hücreler vardır ancak otolitler yoktur. Kirpikli hücreler kanalların içini dolduran sıvının hareketiyle uyarılır. Sıvının akışı ile yapılan ikazla kirpikli hücreler tarafından sinir impulsu oluşturulur.

İmpulslar beyinciğe aktarılarak dengemiz sağlanır.
İşitme : İşitme olayının gerçekleştiği yer kohlea (salyangoz) dır. Çünkü işitme reseptörleri buradaki korti organlarında bulunur.

 
 
İşitme Olayının Basamakları
Ses dalgaları
® Kulak kepçesi ® Kulak yolu ® Kulak zarı ® Çekiç ® Örs ® Üzengi ® Oval pencere ® Vestibular kanal ® Kohlea kanalının üst zarı ® Endolenf ® Korti organı ® İşitme sinirleri ® Beyin işitme merkezi


C. BURUN ve KOKU DUYUSU
Burun iki delikle dışarıya açılırken diğer taraftan yutağa bağlanır. Burun içinde mukus salgısı üreten epitel hücreleri bulunur. Mukus ve burun içi kılları dışarıdan gelen havanın hızının kesilmesi ısıtılması partiküllerden ve mikroplardan temizlenmesi işlevini yerine getirirler.
Kokunun algılanabilmesi için uyaranın gaz halinde olması gerekmektedir. Bu gaz tanecikleri sarı bölge adı verilen kısma çarptığında buradaki koku reseptörlerini uyararak impulsların oluşumunu sağlar. Bu impulslar koku soğancığındaki sinirlerle beyne gönderilerek burada değerlendirilir.

 
 
Koku reseptörleri çabuk yorulur. Bunun için kötü kokulu bir odaya girdiğimizde bir süre sonra o kokuyu algılayamaz hale geliriz. Ama farklı frekansta bir koku oluşursa hemen algılarız.


D. DİL ve TATMA DUYUSU
Çeşitli besinlerdeki tatları almamızı sağlayan duyu organımız dilimizdir.
Dilimiz sayesinde hangi besinlerin yenilip yenilmeyeceği bir dereceye kadar belirlenmektedir. Tat duyusunun oluşabilmesi için besinin mukusta çözünür olması gereklidir.
Dilin üzerinde epitel doku bulunur. Tat alma reseptörleri dildeki papilla adı verilen tomurcuklarda yerleşmiştir. Ayrıca; dilde deride bulunan reseptörlerin çoğu bulunur.

 

Şekil : Dilin Yapısı ve Tatma Bölgeleri

E. DERİ ve RESEPTÖRLERİ
İnsan derisinde dokunma basınç sıcaklık ve ağrı gibi duyuları alan birçok reseptör bulunur. Bunların derideki dağılımı eşit değildir.

 

Şekil : Derinin Kesiti ve Kısımları

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder